Turkish

Kırım Tatarlarının İçinde Bulundukları Endişe Verici Durum Üzerine İlgili Akademisyenlerin Bildirisi

Kırım Tatarları, bir millet olarak yüzyıllar öncesine dayanan köklü ve zengin bir tarihe sahiptir. Kırım Tatarları’nın tarihi ve kültürü, gerek kökenleri itibariyle, gerekse 15. yüzyıl başlarında kurmuş oldukları Kırım Hanlığı nedeniyle, Doğu Avrupa, Avrasya ve Ortadoğu tarih ve kültürleriyle pek çok yönden bağlantılıdır. Biz, çalışma alanı bu bölgelerle ilgili olan ve aşağıda imzası bulunan akademisyenler olarak, Rusya Federasyonu’nun bölgeye müdahalesi ve uluslararası hukuku hiçe sayan ilhakı karşısında, Kırım Tatarları’nın içinde bulundukları durumla ilgili endişelerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.

1) Ruslar’ın ve Ukraynalılar’ın aksine, Kırım Tatarları’nın Kırım’dan başka vatanı yoktur. Rusya’nın 1774 yılında imzalayarak Kırım Hanlığı’nın bağımsızlığına saygı duyacağının garantisini verdiği Küçük Kaynarca Antlaşması’na aykırı olarak, Kırım’ı 1783’te işgal etmesi ve Hanlığı ortadan kaldırmasından bu yana, Kırım Tatarları sistemli ve topyekün bir baskının kurbanı olmuşlardır. 19. yüzyıl boyunca, Rus İmparatorluğu döneminde, birbiri ardına gelen etnik temizlik politikalarına ve Osmanlı İmparatorluğu topraklarına zorunlu göç ettirme uygulamalarına maruz kalmışlardır. 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım Tatar milletinin tamamı Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edilmiştir. Bu topyekün sürgün, bir soykırım eylemi teşkil etmektedir çünkü göç sırasında ve sonrasında sürgün edilenlerin yarıya yakını açlık, susuzluk ve salgın hastalıklar neticesinde hayatlarını kaybetmiştir. Sürgünde hayatta kalmayı başaran Kırım Tatarları’nın çoğunun, evlatlarıyla birlikte büyük çile ve zorluklara göğüs gererek, anavatanlarına geri dönebilmeleri ancak 1991 yılında SSCB’nin dağılması ve Ukrayna’nın bağımsızlığını kazanmasının ardından mümkün olabilmiştir. Bugün burada yaşayan Kırım Tatarları’nın sayısı 300.000 civarındadır. St. Petersburg ve Moskova hakimiyeti altında yaşanan, büyük bir ulusal travmaya yol açmış, felaketlerle dolu tarihi süreç nedeniyle, Kırım Tatarları’nın büyük çoğunluğu Ukrayna’ya sadık kalma ve Rusya’nın Kırım’ı ilhakına karşı çıkma konusunda son derece kararlıdır.

2) 2014 yılında, Rusya’nın Kırım’ı ilhakı, gizli bir askeri operasyonla gerçekleştirilmiştir: bu operasyon dahilinde 27 Şubat’ta bir darbe yapılmış ve Akmescit’te (Simferopol) yeni bir yerel hükümet kurulmuş, akabinde ilk başta özerkliğin genişletilmesi yönünde yapılacağı belirtilen bir referandum kararı, kısa süre sonra Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılıp Rusya’ya bağlanmasını sağlamaya yönelik bir referandum ilanına dönüştürülmüştür. Bu referandum Ukrayna’nın ve Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin anayasalarına aykırıdır. Oylamaya sunulan seçeneklerden biri Rusya’ya katılmak, diğeri ise Ukrayna’dan fiili olarak ayrılmak olarak belirlenirken, mevcut durumun devamını tercih etmeye yönelik net bir seçenek dahi sunulmamıştır. Referandum, böylesine büyük önemi haiz bir halk oylamasında bulunması gereken bütün ilke ve normlara aykırı olarak gerçekleştirilmiştir. Öyle ki, Ukrayna’dan ayrılma tercihinin doğurabileceği sonuçların kamuoyunda serbest bir şekilde tartışılması imkanı dahi tanınmamıştır. Dahası, bu referandum, uluslararası tanınmış kurumlardan sertifikalı gözlemcilerin nezaretinde değil, maskeli Rus askerlerinin ve hiçbir yasal otoriteye bağlı olmayan silahlı yerel “savunma” gruplarının tehditkâr bakışları altında yapılmıştır. % 83’lük bir katılım oranının sağlandığını ve % 97 oranında “Rusya’ya katılma” oyunun çıktığını gösteren referandum sonucu açık bir aldatmacadır, çünkü Kırım Tatarları’nın neredeyse tamamı, Ukraynalı ve Ruslar’ın da büyük çoğunluğu oylamayı boykot etmiştir. Katılımın gerçekte % 30-50 aralığında olduğunu ve katılımcıların ancak yarısının ayrılmaktan yana oy kullandığını gösteren çok önemli bir kanıt bulunmaktadır Rusya’nın müdahalesinden kısa bir süre önce, iki saygın kamuoyu araştırma şirketi tarafından yapılan bir kamuoyu yoklaması, Kırım nüfusunun en fazla % 41’inin Rusya’ya katılma lehinde tercih bildirdiğine dikkat çekmektedir. Her halükarda, oy verme işlemi normlara uygun bir şekilde yapılmadığı için, gerçek katılım oranını ve nihai sonucu belirlemek mümkün değildir. 16 Mart’taki hukuka aykırı referandumdan bir kaç gün sonra gerçekleşen ilhak, birçok antlaşma, sözleşme ve uluslarası hukuk kuralının ihlali anlamına gelmektedir.

3) Kırım Tatarları’nın milli parlamentosu, Qurultay, ve onun temsil ve icra organı olan Meclis, halkının iradesinin Ukrayna içinde kalma yönünde olduğunu yinelemekte ve Rusya’nın kontrolü ele geçirmesini kesin bir dille kınamaktadır. Mevcut durumda, Kırım Tatar halkı Rus vatandaşlığını kabul etme konusunda büyük baskı altındadır ve Rus vatandaşı olmayı reddetmek onlar için işlerini kaybetmek, emeklilik hakkı, eğitim hakkı ve diğer sosyal haklardan yoksun kalmak anlamına gelebilir. Günümüzde, çoğunluk tarafından otoriter bir devlet olarak kabul edilen Rusya’ya karşı besledikleri temel güvensizliğe ek olarak, Kırım Tatarları, temel hak ve özgürlüklerini kaybetme ve artan oranda insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kalma riski altında bulunmaktadır. Ayrıca Kırım Tatarları, yeni rejimi reddetmeye devam ettikleri takdirde, daha büyük bir baskı, hatta şiddet ve başka bir toplu sürgün travmasıyla yüz yüze kalma korkusu yaşamaktadırlar. Bu endişeler, Avrupa Konseyi Parlamanterler Meclisi’nin (AKPM) yakın zamandaki kararlarından birinde de ifade edilmiştir. Mayıs ayı başlarında Kırım Tatarları’nın durumu insan hakları ihlalleri açısından hızla kötüleşmeye başladı. Rus yetkililer, Kırım Tatarları’nın lideri Mustafa Cemilev’in 5 yıl boyunca Kırım’a girişini yasakladı ve bu yasağa karşı yapılacak olan protestoların yasadışı radikal eylemler olarak görüleceğini, katılımcıların da ağır para cezalarına çarptırılacaklarını ilan etti. Kırım Başsavcısı, Meclis Başkanı Refat Çubarov’u “radikal” eylemleri örgütlemeye devam etmeleri halinde Meclis’in “kapatılacağı ve tasfiye edileceği” yönünde resmi olarak uyardı. Rus yetkililer, Kırım Tatarları’nın 18 Mayıs 2014 günü düzenlemek istedikleri sürgünün 70. yıldönümü anma etkinliklerini yasakladı. Son 22 yıldır her sene bu tarihte, yaklaşık 30-35 bin Kırım Tatarı ve diğer katılımcılar Kırım’ın başkenti Akmescit’in merkezi meydanında, bir araya gelerek sürgüne uğrayanları ve sürgünde hayatlarını kaybedenleri anıyorlardı. Bu kez, şehir merkezindeki geleneksel buluşmayı engellemek üzere onbinlerce paramiliter polis Akmescit’e gönderildi. Saldırı helikopterleri Akmescit’in kenar semtlerinde ve Bahçesaray’da toplananları korkutma ve seslerini bastırma maksadıyla havada dolaştı. Tanınmış Kırım Tatar aktivistlerin evlerinde aramalar yapıldı, ayrıca Meclis Başkanı Çubarov da cezai takibatla tehdit edildi.

4) Uluslararası toplum, Rusya’nın Kırım’ı topraklarına katmasını kınamakta ve bu ilhakı meşru olarak tanımamaktadır (Birleşmiş Milletler Genel Kurul Kararı 68/262, 27 Mart 2014 ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Karar 1988, 9 Nisan 2014).

5) Kırım Tatarları’nın seçilmiş parlamentosu olan Qurultay ve onun temsil ve icra organı olan Meclis,

  • Bu yasadışı işgali ve Kırım’ın ilhakını kınamakta ve Kırım’ın Rusya Federasyonu’nun bir parçası olarak tanınmasını reddetmektedir;
  • Kırım Tatarları’nın yerli halk statüsünün tanınmasını talep etmektedir;
  • Ukrayna’nın bir parçası olarak kalması gereken Kırım’da, Kırım Tatarları’nın kendi kendini yönetme hakkının tanınmasını ve Kırım Tatar bölgesel-ulusal özerk yönetiminin kurulmasını talep etmektedir;
  • Kırım Tatarları’nın tam olarak rehabilitasyonunun ve haklarının iadesinin sağlanmasını ve halen eski Sovyet topraklarında sürgünde olanların geri dönebilmeleri için kaybettikleri mülklerinin ve manevi kayıplarının tazminini de içeren yardımların yapılmasını talep etmektedir.

Aşağıda imzası bulunan bizler tüm devlet, kurum, kuruluş ve bireyleri Kırım Tatarları’nın milli haklarının ve (kültürel, sosyal, siyasi ve ekonomik haklarını da içeren) insan haklarının korunmasına verdiğimiz desteğe katılmaya çağırıyor ve hal-i hazırda Kırım’ı gayr-i meşru bir şekilde işgal etmekte olan Rus otoriteleri bu hakların ihlali konusunda sorumlu tutuyoruz.

Yazarlar ve imza atanlar